Alaaddin Tepesi’ndeki saat kuleli mescit neden yıkıldı? İşte hikayesi…

Her köşesi tarih kokan Konya’da geçmişten bugüne bir çok tarihi eser çeşitli sebeplerle ya tahrip edildi ya da yıkıldı. Bizans döneminden Cumhuriyet’in ilk yıllarına kadar ayakta kalabilen ender tarihi eserlerden birisi de olan ve Alâeddin tepesinde, Alâeddin Camii’nin kıblesinde, su deposunun hemen yanında bulunan Eflatun Mescidi. Mescidin aslının kilise olup, müstesna tarihi bir Bizans eseri olduğunu belirten Araştırmacı Yazar Mehmet Ali Uz, Kilisenin Bizans’ın ilk devirlerinde, St. Amphiochius adına yaptırıldığını ismin zaman içerisinde değişikliğe uğrayarak Eflatun adını aldığını söyledi.
Mabedin Alâeddin Camii yapılıncaya kadar, Anadolu Selçukluları tarafından Cuma mescidi ve rasathane olarak kullanıldığının tahmin edildiğini belirten Uz, “Önünde Selçuklu devrine ait tarihî kabir taşları ve mabedin çevresinde de bir avlu duvarı vardı. Bu mescidin üzerine Sultan Abdülaziz zamanında 1872 yılında bir de ahşaptan görkemli bir saat kulesi ilave edilmiştir.” şeklindekonuştu.
1921 YILINDA YIKILDI
Eserin 1921 yılında yıkıldığını ifade eden Uz, “İstanbul‘un işgalinden sonra Rumlar bir takım taşkınlıklara kalkışır. Zamanın valisine Eflatun Mescidi’nin kendilerine verilip çan takarak, burayı yeniden kilise olarak kullanmak istediklerini anlatırlar. Vali buranın hâlen askeri birlik tarafından depo olarak kullanıldığını, kendisinin bir şey yapamayacağını ve Fahrettin (Altay) Paşa’ya gitmeleri gerektiğini söyler. Bir taraftan da durumu kumandana iletir. Fahrettin Paşa da yanlış bir düşünce ile mabedi bir tahrip kalıbı ile yerle bir eder.” dedi.
İsmail POÇAN- LABİRENTTV